Buraya geldigimizden beri kutlama gunleri artti. Turkiye'deki ozel gunleri, bayramlari vs hala kutlarken bir de Christmas, Paskalya gibi buradaki ozel gunler de listeye eklendi. En sevdigim durum da Anneler Gunu'nu iki kere kutluyor olmak. Burda anneler gunu Mart'in son pazari, Turkiye'de ise Mayis'in ikinci pazari. Firsat bulmusken iki kere kutlamayayim da ne yapayim :)
Gectigimiz Pazar, Ayhan is gezisi icin Turkiye'deyken ve ben iki oglanla evdeyken anneler gunu benim icin bol bol muhasebe yaparak gecti.. Ayni anda Cinar ile oyun oynayip Demir'e odevinde yardim etmek de cabasi ;)
Haklarini odeyemeyecegim, cocuklari icin kendini ikinci plana atan, her tur fedakarligi yapan, kendini gormezden gelen, cocuklarini mutlu etmek icin sagligini hice sayan, anne ve kayinvalide kiligina girmis 2 tane super kahramanim var benim.. Onumdeki anne modeli bu olunca ister istemez oyle olmaliymisim, onlar gibi bir performans sergilemeliymisim gibi geliyordu ve cogunlukla da kendimi yetersiz hissediyordum. Zaman icinde her annenin ve annelik seklinin, onceliklerinin farkli olabildigini fark ettikce kendimi biraz daha rahat birakmaya basladim.
Ben -temel ihtiyaclar disinda- hicbir zaman hizmetli bir anne olmadim , cocuklarimin arkasini toplamayi hic sevmedim, mumkun olan en yakin zamanda kendi ihtiyaclarini karsilasinlar, kendi baslarinin caresine baksinlar istedim.
Hicbir zaman ogullarimin damat olusunu , kiz istemeye gitmeyi hayal etmedim. Demir dogdugunda "damatligini goresin" diyenlere bana kufur etmisler gibi ofkeyle baktim.
"Dokersin dur ben yedireyim"demedim, "dokersen temizle" dedim.
Tatile, geziye gideceksek bavullarini tek basima hazirlamadim, "gelin bakalim neleri giyecekseniz secin ben sadece valize yerlestiririm, bir sey unutursaniz sizin sorununuz" dedim.
Yemek yedikten sonra tabaklarini masada biraktiklarinda "tabaklar mutfaga hatta makineye" dedim.
Ikisi ayni anda bir sey istediginde ve ben yetisemedigimde sakin kalamayip sesimi yukselttim ve "insanim ben android degilim, ayni anda 3-5 komut alamam, bekleyin" dedim.
Ben cocuklarim doktor, muhendis, mimar olsun istemedim, MUTLU olsunlar istedim.
Sinav odakli bir egitim sisteminde yaris ati olmalarini istemedim.
Her disari ciktigimizda bir sey almak istediklerinde kizip (kocamin "3 ve 10 yasindaki cocuklara felsefe yapiyorsun" yorumlari altinda) aldiklari seyin kisa sureli ama deneyimlerin uzun sureli mutluluklar getirdigini anlatmaya calistim.
Ben cocuklarimin iyi niyetli, vicdanli, sevgi ve saygi dolu olmalarini istedim.
Cocugum kilo almasin diye en sevdigi seyi yemesine izin vermedim.
Yemegiyle oynayip mizmizlaniyorsa kendim yedirmekle ugrasmadim, "canin yemek istemiyorsa kalk ama bir sonraki ogune kadar hicbir sey yiyemezsin"dedim.
Ben cocuklari anneanneye/babaanneye birakip kocamla basbasa tatile gitmeyi sevdim.
Verdikleri kararlarin sonucuna katlanmayi bilsinler istedim..
Iste butun bunlari dusunurken Anneler Gununde sadece annelerime degil ogullarima da tesekkur etmem gerektigini fark ettim.
Benim koselerimi torpuledikleri icin, elimden gelenin en iyisini olmaya calismama yardim ettikleri icin, sinirlerimi sinamak suretiyle guclendirdikleri icin, sevme kapasitemin ne kadar genis oldugunu gosterdikleri icin, bir insana ayni anda hem cok kizip hem cok sevebilmenin nasil birsey oldugunu anlamami sagladiklari icin, ayni anne babadan bu kadar farkli karakterler olarak cikip beni olesiye sasirttiklari icin, bir sozleriyle beni yere vurup bir sozleriyle havaya ucurduklari icin..
En onemlisi ulke degistirmekte bana motivasyon olduklari icin.. Turkiye'deki rahat duzenimi, konfor alanimi, dogru bildiklerimi, kaliplarimi birakmama vesile olduklari icin, Turkiye'deyken cok derinlere saldigim koklerimi sokmekte bana cesaret olduklari icin, sirf onlarin gelecegi daha iyi olacak dusuncesiyle beni bu derin denizin ortasina biraktiklari icin.. Ve ben bu denizde cirpindikca bogulmayayim diye can simitlerim olduklari icin...
Tesekkur ederim ogullarim.. Bu yolculukta yanimda oldugunuz icin...