-Baturcan 5 yasina geldi teyzesi, biz sunnet oluyoruz!! (Pardon! Biz!! Sevgili anne, bir kere siz degil Baturcan sunnet oluyor! Sen istesen de teknik olarak sunnet olamazsin zaten, ayrica babasi bile -ki kendisinde gerekli techizat var- bu cumleyi kurmazken sen neyin kafasini yasiyorsun?!)
- Ayyy ablasiii, Pitirsu cok buyudu, biz artik cisimizi tuvalete yapiyoruuuzzz!! (32 yasindasin ve hala beze mi yapiyordun ki annesi?? Haydi psikolojik sorunlarin vardi, kimse de uyarmadi mi bir doktora git diye? Ya da mesela senin anne de mi ayni durumda? O da 65 yasinda sizinle beraber mi birakti bezi?!)
Gel gor ki biz Cinar'la yuvaya BASLADIK!!
Ogretmenleriyle konusup bu surecte Cinar'i fazla zorlamamaya karar verdik. Malum herif biraz ariza, bir de ustune Ingilizce bilmiyor, cocuk annesiyle musteri gezerken is hayatindan kopup birden okullu olacak, her dakika beraber oldugu anne birkac saat ortadan kaybolacak.. Kolay bir deneyim degil, kabul..
Ben once evde en azindan cisini kakasini soyleyebilsin diye Ingilizcelerini ogretmeye calisirken ortaya su dialog cikti:
Gizem: Cinar okulda cisin gelirse ogretmene wee, kakan gelirse poo de.
Cinar: Hayir, ben cis diycem, kaka diycem.
Gizem: Oglum ogretmenin anlamaz ki
Cinar (gayet kendinden emin ve pis pis siritarak): Ben ona ogretiriiimmmm!!
Okula basladik, Cinar cok hevesli gitti, anneden ayrilma ani gelince ariza basladi ve okul maceramiz soyle devam etti:
Gun 1: Anne sen de gel, anne icerde, Cinar ile araba, tren, hamur oynar, Cinar kimseyle iletisim kurmaz, 1.5 saat sonra ogretmen eve gonderir.
Gun 2: Anne icerde, Cinar'in istedigi oyunlar oynanir, arkadaslarla iletisim sifir, 1.5 saat sonra yine eve.
Gun 3: Anne icerde ama bu sefer oyun oynamayi reddeder, oyuncaklar cocuklar icin, icerde anne yok, aglayan cocuklarin anneleri bile tam gun (3 saat) birakip gidiyor.
Gun 4: Anne vestiyerde, Cinar anneyi iceri sokmaya calisiyor, anne Cinar'in "bu cok eglenceli gel oynayalim" diye getirdigi oyuncaklara kanmiyor. Tesadufen part time calisan bir ogretmen Turkce biliyor , Cinar onunla iletisim kurmaya basliyor.
Gun 5: Anne vestiyerde, Cinar Turkce bilen ogretmenin orda olmasina ragmen ciglik kiyamet.
Ilk hafta sadece 1.5 saatlik seanslar ve bol aglamayla bitiyor.
Bu haftasonunu buraya kim koydu simdi!
Gun 6: Anne kapinin disinda, Cinar sanki iskence goruyor, oyle bir aglama. 1 saat sonra evdeyiz.
Gun 7: Anne kapinin disinda, Turkce bilen ogretmen okulda, Cinar parcali bulutlu ama yine 1.5 saat sonra evdeyiz.
Bu arada durmadan gaz veriyoruz. Butun sabah okulda kalirsan istedigin bir oyuncagi alacagiz.. Evet RUSVET. Bu arada Cinar gozune bir dinozor kestiriyor. Nihahaha!!
Gun 8: Anne ana binada, acil bir kriz olursa diye telefon bekliyor. O telefon geliyor, 1.5 saat sonra ev.
Gun 9: Anne ana binada, Cinar nispeten sakin ama yine sadece 1.5 saat.
Gun 10: Bir mucize oluyor, Cinar dinozoru cok istiyor, anne ana binada 3 saat bekliyor. Cinar az agliyor, ogretmen anneyi cagirmak zorunda kalmiyor. Tebrikler, takdirler, alkislar, dinozoru almaya gidiyoruz, fikir degistirip uzaktan kumandali araba aliyor.
Yine haftasonu!!
Gun 11: Ogretmen "yeter artik git"diyor. Benim de isime geliyor, 37 yasinda yuvaya baslamak pek de eglenceli degil dogrusu! Tek iyi yani Cinar'i beklerken bitirilen 4 kitap ..
Cinar'in montuma gecirilmis parmaklarini iki kisi ayirabiliyoruz ve ben cikiyorum, bogazim dugum, gozlerim yasli, "daha erken mi, ingilizce de bilmiyor, daha sonra mi baslatsaydik" sorulariyla bogusurken donup sinifa bir bakiyorum bizim (afedersiniz) serefsiz oturmus tren oynuyor ve yanindakine artik hangi dilde ne anlatiyorsa bir de guluyor!
Bunun ustune anne eve gelip iste bu keyif cayini koyuyor, dumani ustunde :)