18 Aralık 2016 Pazar

Christmas'i idrak etmek!

Sevgili okuyucu,

Christmas yaklastigindan  size Christmas'i idrak etme rehberi hazirladim. Bakiniz Christmas Londra'da nasil kutlaniyor..

Bir kere Ekim sonunda suslemeler basliyor, oyle ki Cadilar Bayrami golgede kaliyor. Cadilar Bayrami biter bitmez yani 1 Kasim itibariyle her yeri susler, isiklar, cam agaclari, alisveris heyecani, iyimser ve mutlu bir Christmas ruhu sariyor.

Christmas'in cikis amaci Hz.Isa'nin dogumunu kutlamak olsa da olay artik dini boyutundan cikip kulturel birseye donusmus bence.


christmas wreath ile ilgili görsel sonucu



Christmas Wreath: Kapilara asilan susler. O kadar guzel ve ozenli hazirlanmislar ki hepsi ayri yaratici. Bu ara en keyif aldigim seylerden biri rastgele bir sokaga girip bastan asagi butun kapi suslerine bakarak yurumek. Ustunden kabuk tarcin ve kuru portakal sarkan da var, mor, beyaz, sari, yesil her renkte hazirlanmis olani da..










christmas jumper ile ilgili görsel sonucuChristmas Jumper: Noel baba, cam agaci, geyik, elf, kar vs temali kazaginiz yoksa olmaz. Aralik basi itibariyle gencinden yaslisina herkes bunlardan giyiyor. Gecen sene otobuste bir cift parantez bacak carpti gozume, uzerinde Noel Baba resimleri olan mus corapli. Bacaklarin sahibine bir baktim, en az 85 yasinda ve bacaklari yaslilik sebebiyle parantez olmus bir teyze. Oyle guzel tasiyordu ki kutlama ruhunu, bayildim teyzeye ve bir gun parantezli ve mutlu bir yasli olmayi diledim sayesinde...

16 Aralik Christmas Jumper Day burada, o gun herkes ise, okula giderken bile bu kazaklardan giyiyor. Yilbasi kutlamasini cok seven ve boyle kazak giyme imkani bulan gorgusuz Gizem insani gecen sene kosa kosa gidip kendine cam agaci desenli ışıklı, çanlı, müzikli  bir kazak aldi, her firsatta giyiyor :)

Mulled wine: Yilin bu doneminde tum publarda servis edilen sicak sarap. Icine az portakal suyu, tarcin, yildiz anason, karanfil koyarak hazirlaniyor ve muhtesem kokuyor.

Christmas cards: Marketlerde bile cesit cesit kart satiliyor. Herkes birbirine kart yaziyor. En son ne zaman kart yazdigimi hatirlamiyorum bile o yuzden once bana cok ilginc gelmisti. Gecen yil Demir'e butun sinif arkadaslari, bana da burdaki bir arkadasim kart verince cok hosuma gitmisti. Bu sene kartlarimi ben de hazirladim.


Christmas trees: Tabi ki donemin olmasa olmazi, ozel cam agaci yetisticilerinden mahalle cicekcilerine hatta supermarketlere kadar pek cok yer farkli boy ve fiyatlarda agac satiyor. Belediye anacadde boyunca her yil Kasim sonunda isikli cam agaclari yerlestiriyor.



christmas crackers ile ilgili görsel sonucu
Christmas crackers: Iste bu Gizem'in cahillikle imtihaniydi gecen sene. Vitrinlerde, marketlerde şık kutular icinde bunlari gorunce uzun zamandir burda yasayan bir Turk arkadasima dedim ki "Adamlara bak, Christmas'i o kadar onemsiyorlar ki bugune ozel krakerler yapip yilbasi temali resimlerle kaplamislar". Arkadasimin kahkahasiyla ayildim. Meger bu kraker falan degilmis. Orta kisminda kucuk bir oyuncak, kagittan tac ve bir saka yazan kagit olan eglencelik bir seymis. Iki kisi iki ucundan tutup cekermis, uzun parca elinde kalan icindeki hediyeleri alirmis..




Christmas Fairs: Her okul bir Christmas Fair yapiyor, kermes gibi. Oncesindeki birkac Cuma cocuklar okula sivil kiyafetle gidiyor ve karsiliginda kek, icecek, cikolata gibi seyler goturuyor. Bu urunler kermes gunu satiliyor. Boylece okul para kazanmis oluyor ve o parayla okula yatirim yapiyor. Bizim okul bu sene £8250 gelir elde etti. Onumuzdeki haftalarda bir toplanti yapilarak paranin neye harcanacagi yonetim ve veliler tarafindan kararlastirilacak.


Christmas drink: Christmas bahanesiyle insanlarin pub da, yemekte bir araya gelip beraber birseyler icmesi, guzel bir sosyallesme imkani. Bizim okuldaki veliler her yil mutlaka duzenliyor bir Christmas drink. Gecen sene gitmemistim, ilk kez bu sene gittim, gayet keyifli bir seymis..



winter wonderland london ile ilgili görsel sonucuWinter Wonderland: Her yil Hyde Park'ta devasa bir lunapark kuruluyor ve nerdeyse 1,5 ay acik kaliyor. Hediyelik esya satan standlar, yemek satanlar, oyuncaklarla cok keyifli bir yer ve aktivite, ozellikle cocuklular icin..

Ice rink: Yine yilin bu doneminde sehrin muhtelif yerlerinde buz pateni pistleri aciliyor, hem cocuklar hem de yetiskinler cok ragbet ediyor.

Christmas carols: Kiliselerde konserler oluyor, Isa'nin dogumu canlandiriliyor. Dini butun kesim bunlara dahil oluyor. Filmlerde gordugum kapiya gelip ilahi soyleyen kimseye rastlamadim. Halbuki gelseler seker verip Allah kabul etsin diyecektim, neyse kendileri kaybeder..

Christmas Eve: Bizdeki bayram arefesi. 24 Aralik aksami. Insanlar kiliseye gidip dua ediyor. Ertesi gunku aile yemegi icin alisverislerini tamamliyor. Market raflari seferberlik gormus gibi, bombos kaliyor.

Christmas Day: 25 Aralik gunu. Isteyenler o sabah kiliseye gidiyor ama gunun geri kalani tum aile bir arada cogunlukla evde yiyip icerek geciriliyor. Bizdeki bayram yemekleri gibi sanki, tum aile bir arada. Hediyeler o gun veriliyor. 

25 Aralik'ta hayat duruyor. Biz gecen sene bizi uyaranlara inanmamistik daha dogrusu boyle birseyi daha once yasamadigimiz icin aklimiz almamisti. Toplu tasima yok, marketler kapali, tek ulasim yolu taksi, o da onceden rezerve edeip 2 kat odemeye raziysan, sokaklar bos ama bombos gercekten bombos. Gecen sene 25 Aralik'ta sokaga cikip yasadigim saskinligi hic unutmayacagim.

Boxing Day: Bir cehalet basligi daha ! Ben bunu ilk geldigimde boks gunu saniyordum. Ulkenin gecmisinde boks sporu ile ilgili birsey var, onu kutluyorlar sandim meger kutulama anlamindaki boxingmis. 26 Aralik, buyuk indirim gunu. Insanlar sabah 5ten itibaren magazalarin onunde kuyruga girmeye basliyor. Yine duyduguna inamayan, kendi gozuyle gormeden tatmin olmayan insan modeli olarak gecen sene 26 Aralik'i Oxford Street'te gecirince anladim. Ben ettim siz etmeyin! Bir kere magazalar oyle delice indirim yapmiyor, en iddialisi %30. Herkes hediyesini onceden aldigi icin magazalarda dogru duzgun birsey kalmamis oluyor. Magazalar cekirge surusu istilasina ugramis gibi oluyor. GAP de yerdeki kazaklarin ustune basip kosarak kasaya gitmeye calisan, yol uzerinde de yuksek atlama, gerilla yuruyusu gibi tekniklerle daha fazla urunu ele gecirmeye calisan insanlar gordu bu gozler.. Yapmayin, 26 Aralik'ta kendi can guvenliginiz icin alisverise bulasmayin. Oturun evinizde,acin filminizi, icin mulled wine inizi. Kutulama gunu sizin icin boks gunune donusmesin!

Sonraki gunler hayat hemen normale donuyor, sanki bir bucuk aydir Christmas geliyor diye heyecanlanan, keyiflenen insanlar bunlar degil. Yahu bari yilbasina kadar kalsaydi heyecaniniz!
Burda yilbasi kutlanmiyor, Christmas ile birlikte hersey bitiyor. 31 Aralik'ta  Big Ben civarinda bir havai fisek gosterisi oluyor o kadar. Gecen senenin bir buyuk soku da buydu benim icin. Sen hevesle butun yil bekle, 31 Aralik gelsin kimsenin umrunda degil. Yahu sizin Christmasiniz varsa bizim de yilbasimiz var, bi durun. biz de onu kutalyiverelim..

Turkiye'de "yilbasi gavur isi, kutlamayin gunah" falan diyorlar ya iste o dogru degil. Yillardir soyledim yine soylerim, biz Christmas'i degil yeni yilin gelisini kutluyoruz, taze ve temiz bir yil umudunu kutluyoruz. Dusmanliklarin eski yilla birlikte gitmesi ihtimalini kutluyoruz. Yeni yilda birbirimizi daha cok sevebilme ihtimalini kutluyoruz. Dunyanin daha iyi daha bariscil bir yer olma umudunu kutluyoruz. Savasin, insan haklari ihlallerinin, basin ozgursuzlugunun, tecavuzlerin, kadin cinayetlerinin, din adi altinda yapilan tum namussuzluklarin, ikiyuzlulugun , terorun, cocuk suistimallerinin eski yilla birlikte gidisini kutluyoruz. Yeni yilin getirdigi umudu kutluyoruz.

Ayip, gunah deyip keyfimizi kaciracaginiza gelin siz de bu umudu bizimle kutlayin. Belki o zaman birlik olmaya biraz daha yaklasiriz!




9 Aralık 2016 Cuma

Olaylar olaylar...

action ile ilgili görsel sonucu






Uzun bir aradan sonra yine karsinizdayim sayin okuyucu,

Gectigimiz haftalara korkunc boyun agrilari, fizyoterapiler, evin tasinmasi, vize icin basvuru yenilemesi, yil sonu muhasebe hesaplarinin kapanmasi vs.. gibi buyuk isler damgasini vurunca benim de yazacak zamanim olmadi.

Neyse ki tum bu hengameye cengaver anneler yetisti de biri boyun agrilari ve fizyoterapi sirasinda yemek, paketlenme, cocuk islerini ustumden aldi digeri tasinma ve yerlesme sonrasinda tam destek verdi. Fiziken ve ruhen en karmasik oldugum anda sihirli degnekleriyle gelip ben toz duman olmadan herseyi halledip gidiyorlar.

Simdi tum konular hakkinda kisa bir ozet gececegim. Her bir konu baslibasina bir yazi konusu cunku.

Daha once genel olarak insanlarin saglik sisteminden sikayetci oldugunu ama benim bir sorun yasamadigimi yazmistim. Artik sikayet sebebini ben de anladim. Ilk olarak Eylul'de gittigim GP (mahalledeki saglik ocaginda kayitli oldugumuz dr) cektirdigi MR ve verdigi 4 fizik tedavi sonrasi beni tam tesekkullu bir hastanede bir cerraha gondermeye karar verdi. GP ile bu konusmayi yaptigimizda aylardan Ekim'di. Eve randevumu bildiren bir mektup geldi, cerrah beni 5 Aralik'ta gorecekmis. Sonra bir mektup daha geldi randevumu 19 Ocak'a ertelemisler. Her an onu da erteleyen bir mektup gelebilir. Gelmezse ilk doktora gidisimden 4 ay sonra ilgili doktor beni gorecek. Sanirim odul mahiyetinde bir muayene olacak. Madem olmedin, gel bi bakalim!!

Londra'daki ilk tasinmamiz hicbir sey bilmedigimiz icin daha zor olmustu. Gerci o zaman fazla esyamiz yoktu sadece 4 bavulla tasinmistik bir evden digerine. Bu sefer daha cok esyamiz oldugu icin tasinma organizasyonu yapmak gerekti. Burda ihbar suresi genellikle 2 ay, bu da organizasyonu yapmak icin yeterli bir sure. Ote yandan evi tutmadan once yine emlakciya kayit, referans kontrolleri, finansal durum kontrolleri gibi pek cok teferruat var.

Gelelim vize konusuna. Gecen sene 3 yillik icin basvurmustuk ama 1 sene gelmisti. O yuzden yeniden basvuru yapmamiz gerekti. Tabi en bastan tum evraklar toplandi, yine cok kalin bir dosya hazirlandi. Yilsonu muhasebe kapanis tarihimle vizemin bitis tarihi cok yakin oldugu icin stresli birkac gun oldu ama bu hafta basi dosyamiz Home Office e gitti. Bu aralar cevaplanma suresi 4-5 aymis ama Christmas oncesi oldugu icin ben umutluyum. Veriyorum evrene gazi, "sen aslansin, sen kisa zamanda vizemizin gelmesini saglarsin" diye..

Bu arada Cinar yuvaya alisti hatta dun ilk gosterisini bile yapti. Eylul'de sifir Ingilizce ile okula baslayan cocuk su an otobuste kendisine "Annenin kucaginda mi oturuyorsun?" diye soran yasli Ingiliz teyzeye "Is this no mum, babanne" cevabini verecek duzeye geldi. Ya da kucak istediginde bana "Can I please kucaks" diyor.  Evet kusursuz bir Ingilizce degil ama gidis yolundan puani hak ediyor bence..

Ailece kisa zamanda pek cok basligi hallettigimize gore simdi sira Christmas'in tadini cikarmaya geldi...

Kalin saglicakla..

13 Ekim 2016 Perşembe

Ingiltere'de Cinar ile yuvaya basladik!

Simdi bastan soyleyeyim, en uyuz oldugum anne modeli cogul konusan anne modeli, misal:

-Baturcan 5 yasina geldi teyzesi, biz sunnet oluyoruz!! (Pardon! Biz!! Sevgili anne, bir kere siz degil Baturcan sunnet oluyor! Sen istesen de teknik olarak sunnet olamazsin zaten, ayrica babasi bile -ki kendisinde gerekli techizat var- bu cumleyi kurmazken sen neyin kafasini yasiyorsun?!)

- Ayyy  ablasiii, Pitirsu cok buyudu, biz artik cisimizi tuvalete yapiyoruuuzzz!! (32 yasindasin ve hala beze mi yapiyordun ki annesi?? Haydi  psikolojik sorunlarin vardi, kimse de uyarmadi mi bir doktora git diye? Ya da mesela senin anne de mi ayni durumda? O da 65 yasinda sizinle beraber mi birakti bezi?!)

Gel gor ki biz Cinar'la yuvaya BASLADIK!!

Ogretmenleriyle konusup bu surecte Cinar'i fazla zorlamamaya karar verdik. Malum herif biraz ariza, bir de ustune Ingilizce bilmiyor, cocuk annesiyle musteri gezerken is hayatindan kopup birden okullu olacak, her dakika beraber oldugu anne birkac saat ortadan kaybolacak.. Kolay bir deneyim degil, kabul..

Ben once evde en azindan cisini kakasini soyleyebilsin diye Ingilizcelerini ogretmeye calisirken ortaya su dialog cikti:

Gizem: Cinar okulda cisin gelirse ogretmene wee, kakan gelirse poo de.
Cinar: Hayir, ben cis diycem, kaka diycem.
Gizem: Oglum ogretmenin anlamaz ki
Cinar (gayet kendinden emin ve pis pis siritarak): Ben ona ogretiriiimmmm!!



Okula basladik, Cinar cok hevesli gitti, anneden ayrilma ani gelince ariza basladi ve okul maceramiz soyle devam etti:

Gun 1: Anne sen de gel, anne icerde, Cinar ile araba, tren, hamur oynar, Cinar kimseyle iletisim kurmaz, 1.5 saat sonra ogretmen eve gonderir.

Gun 2: Anne icerde, Cinar'in istedigi oyunlar oynanir, arkadaslarla iletisim sifir, 1.5 saat sonra yine eve.

Gun 3: Anne icerde ama bu sefer oyun oynamayi reddeder, oyuncaklar cocuklar icin, icerde anne yok, aglayan cocuklarin anneleri bile tam gun (3 saat) birakip gidiyor.

Gun 4: Anne vestiyerde, Cinar anneyi iceri sokmaya calisiyor, anne Cinar'in "bu cok eglenceli gel oynayalim" diye getirdigi oyuncaklara kanmiyor. Tesadufen part time calisan bir ogretmen Turkce biliyor , Cinar onunla iletisim kurmaya basliyor.

Gun 5: Anne vestiyerde, Cinar Turkce bilen ogretmenin orda olmasina ragmen ciglik kiyamet.

Ilk hafta sadece 1.5 saatlik seanslar ve bol aglamayla bitiyor.
Bu haftasonunu buraya kim koydu simdi!

Gun 6: Anne kapinin disinda, Cinar sanki iskence goruyor, oyle bir aglama. 1 saat sonra evdeyiz.

Gun 7: Anne kapinin disinda, Turkce bilen ogretmen okulda, Cinar parcali bulutlu ama yine 1.5 saat sonra evdeyiz.

Bu arada durmadan gaz veriyoruz. Butun sabah okulda kalirsan istedigin bir oyuncagi alacagiz.. Evet RUSVET. Bu arada Cinar gozune bir dinozor kestiriyor. Nihahaha!!

Gun 8: Anne ana binada, acil bir kriz olursa diye telefon bekliyor. O telefon geliyor, 1.5 saat sonra ev.

Gun 9: Anne ana binada, Cinar nispeten sakin ama yine sadece 1.5 saat.

Gun 10: Bir mucize oluyor, Cinar dinozoru cok istiyor, anne ana binada 3 saat bekliyor. Cinar az agliyor, ogretmen anneyi cagirmak zorunda kalmiyor. Tebrikler, takdirler, alkislar, dinozoru almaya gidiyoruz, fikir degistirip uzaktan kumandali araba aliyor.


Yine haftasonu!!

Gun 11: Ogretmen "yeter artik git"diyor. Benim de isime geliyor, 37 yasinda yuvaya baslamak pek de eglenceli degil dogrusu! Tek iyi yani Cinar'i beklerken bitirilen 4 kitap ..

Cinar'in montuma gecirilmis parmaklarini iki kisi ayirabiliyoruz ve ben cikiyorum, bogazim dugum, gozlerim yasli, "daha erken mi, ingilizce de bilmiyor, daha sonra mi baslatsaydik" sorulariyla bogusurken donup sinifa bir bakiyorum bizim (afedersiniz) serefsiz oturmus tren oynuyor ve yanindakine artik hangi dilde ne anlatiyorsa bir de guluyor!

Bunun ustune anne eve gelip iste bu keyif cayini koyuyor, dumani ustunde :)


                                         20161003_094121.jpg görüntüleniyor