Iki haftalik Christmas tatilini Turkiye'de gecirdik. Bol ziyaretli, bol yemeli, bol gezmeli, sifir yasakli, kural cignemeli iki hafta cocuklar icin ruya gibiydi tabi. Bana yapilan "tamam artik, bari burda iki haftacik karisma" mimikleri esliginde istedikleri her yere gidildi (gunubirlik Anitkabir'e bile), istedikleri her sey alindi, istedikleri kadar ekran sureleri oldu, istediklerini yiyip ictiler. Hep ozgurluk tam ozgurluk cok tatli geldi cocuklara.
Donus zamani gelince Demir cok duygusallasti ve bu sefer cok zorlandi. Turkiye'den cikistaki polis kuyrugunda beklerken anneanne, babaanne, dede ve dayiya donup donup bakmak, herkesi aglamakli gormek iyice zorladi ve sonunda o da birakti kendini. Dondugumuz aksami aglamakla ve "anne keske donmeseydik, Turkiye'deki ailemi ve hayati cok ozluyorum" isyaniyla gecti.
Evet cok hakli, hepimiz ayrilik kisminda cok zorlaniyoruz. Cocuklar etkilenmesin diye biz daha dik durmaya calisip uzuldugumuzu onlara caktirmamaya calisiyoruz, ote yandan biz duruma, Turkiye'nin gidisatina, orasi ile buranin arti ve eksilerine yogunlasip gidisimizi mantiksallastirabiliyoruz.
11 yasinda bir cocuktan bu durumu mantiksallastirmasini bekleyemem tabi. Elimden geldigince acikliyorum, "uzulmen cok normal, hepimiz uzuluyoruz, orasi bizim ulkemiz, istedigimiz zaman donebiliriz, sadece su an icin boylesinin daha dogru oldugunu dusunuyoruz, o yuzden de boyle bir secim yaptik" diyorum.
Ona Turkiye'de yasadigi surenin bir illuzyon oldugunu, kisa sureligine orda oldugu icin her istediginin oldugunu anlatamiyorum. Her gun degisen bir egitim sistemine dahil olmadigi, mutsuz ve gergin bir topluluk icinde yasamak zorunda kalmadigi icin sansli oldugunu da anlatamiyorum. Turkiye'nin mevcut durumu ile ilgili fazla yorum yapip kafasini karistirmak ve Turkiye'den sogumasina sebep olmak istemiyorum. Turkiye'de yasarsak her istediginin olmayacagini cunku annenin komutayi ele alacagini ve kurallari uygulayacagini, cilgin bir okul-odev-sinav kosturmasina girecegini, her zaman tatil modunda olamayacagini, biz kisa sure ordayiz diye bizimle gorusmeyi takvimlerine sigdiran arkadaslarimizla devamli Turkiye'de yasasak belki daha seyrek gorusebilecegimizi onu tedirgin etmeden anlatmaya calisiyorum. Yine de "bana sarilir misin anne, kendimi cok yalniz hissediyorum" cumlesini duyunca kalbim, midem, bogazim.. hepsi birer ates topuna donusuyor.
Hala nasil anlatacagimi, onu nasil rahatlatacagimi bilmiyorum. Tek yapmaya calistigim ona yalnizliktan korkmamayi ve su gibi olup icinde bulundugu tasa uyum saglamayi ogretmeye calismak..Ogretmek icin once benim iyice ogrenmem lazim sanki ;)
Okurken bende de bir yumruk oldu boğzımda!
YanıtlaSil